İşçinin canı maliyet değildir!

Dört farklı ilde işçilerin hayatını kaybettiği bir günde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, kendi sektöründeki planların tutmamasını bağlaması iş güvenliği önlemlerinin artışına bağlaması kabul edilemez! 

Üstelik, ülke tarihinin gördüğü en büyük iş cinayetinin, Soma katliamının, ardından alınmak zorunda kalan önlemlerin, maliyetleri arttırdığını iddia etmek büyük bir suçun kabulü ve itirafıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın madencilik sektöründe getirilen iş güvenliği uygulamalarını maliyet arttırıcı bir unsur olarak görmesi, gerçekleri yansıtmadığı gibi, sektörün gerçeklerini de yansıtmıyor. 

Madencilik sektörünü yerli ve yabancı patronların kâr güdüsüne bırakan anlayışın, beş yıllık kalkınma planı hedeflerini arttırma şansı bulunmuyor. Kamu yatırımları olmaksızın büyüme kaydetmesi mümkün olmayan madencilik sektöründe, iş güvenliği uygulamaları maliyet değil, zorunluluktur. Bu basit bilimsel gerçeği, sermayenin sözcülüğü adına terk eden Bakanı'nın işçilerin ve halkın karşısında olduğu bilinmelidir. 

Her gün beş işçinin iş cinayetlerine kurban gittiği Türkiye'de, madencilik sektörü iş cinayetlerini daha derinden yaşamaktadır. Madencilik sektöründe bir işçinin diğer işçilere göre iş cinayetine kurban gitme olasılığı sekiz kat daha fazladır!

Böyle bir sektörde zorunlu olarak alınan önlemlerin "maliyet unsuru" olarak görülmesi belirli bir zihniyetin ürünüdür. 


Tüm işçilerin patronların temsilciliğini soyunanalara karşı mücadelesi aynı zamanda bir "ölüm-kalım" mücadelesidir. 

Sınıf Tavrı olarak işçi sınıfının güvenli, güvenceli, insana yakışır bir biçimde çalışma olanağına kavuşması için mücadele vermeyi sürdürüceğimizi ilan eder ve tüm işçileri bu amaçlar için örgütlenmeye çağırırız. 


Sınıf Tavrı Yönetim Kurulu 

25.07.2019